Kudüs Sorunu
19. yüzyılda Avrupa'da gelişen milliyetçilik dalgasından sonra, Siyonist Hristiyanlık Evanjelizm ile Siyonist Yahudiliğin Yahudilere yurt olarak Filistin'i göstermeleri ve Yahudileri buna zorlayacak etkinliklerde bulunmalarından doğan Filistin Sorunu, bugüne kadar beş milyondan fazla Filistinlinin yurdundan olmasına, on binlerce Filistinlinin ölümüne yol açmıştır.
1917'deki Balfour Deklarasyonu'ndan bu yana uluslararası güçlerin açık desteği ile Filistin'i İsrailleştirmek için çalışan Siyonistlere karşı gelişen Filistin Direnişi, Arap ulusçuluğu, ulusalcı sosyalizm sapmalarının ardından 1987'deki I. İntifa'dan bu yana yeniden İslâmîleşmiş; Filistinliler, Filistin Direnişi'ni ümmete duyurma ve ümmetin desteğini alma kaygısı içine girmişlerdir. Ne var ki İslâm Dünyasında kitleler için Filistin yası söz konusu ise de Filistin Davası yeterli ilgi görmemekte; Filistin Sorunu İslâm Ümmeti ile uluslararası güçler arasında gelişmişken Filistin Direnişi, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki bir mücadeleye indirgenmek istenmektedir.
İsrail, bu durumu değerlendirerek Kudüs'ü Yahudileştirme projelerini sürdürürken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, 6 Aralık 2017'de Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını duyurdu. Bu duyuru ile Filistin Sorunu yeni bir boyut kazandı.
Raporumuz, bu çerçevede Filistin Sorununu çok boyutlu olarak tasvir etmek, Filistin Direnişi'nin aşamalarını açıklamak ve Siyonistlerin hedefleri ile uluslararası güçlerle ilişkilerini ortaya koymak üzere hazırlanmıştır.