Rusya Avrasyacılığı ve Kafkasya
Tarihinin kölelik ile kesik ve kopuk olması, geniş bir coğrafyada tekrar toparlanıp ayağa kalkması, imparatorluğa yükselmesi, son beş asırda bölgede söz sahibi olması, dünyanın yeni tanıştığı bir ideolojiyi tek başına sırtlayarak küresel güçlere meydan okuması Rusya'yı adından söz ettirecek bir ülke konumuna getirmiştir. Bununla birlikte Rusya'nın tüm bunları gerçekleştirirken Müslüman halklara karşı politikası da Rusya'nın dünya sistemi içinde durduğu konumu göstermiştir.
Rusya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sonrası enerji kaynakları ve savunma teknolojileriyle küresel güçler arasına girerek dünya sistemindeki eski konumunu tekrar kazanmaya, Avrasyacılık düşüncesiyle de 21. yüzyılda etkinliğini arttırmaya çalışmıştır. Rusya coğrafyasındaki etnik yapıların çeşitliliğini kimi zaman tehdit olarak algılamış; Rusya, etnik ve dinî yapıları dengeleme adına sürgün ve toplu katliamlara başvurmuştur. Doğuda, güneyde ve batıda kendisine komşu olan ülkelerin politikalarına daima karışmış, onları kendi çıkarları doğrultusunda domine etme çabasına girmiştir.