SDAM SEMİNER ETKİNLİĞİ:
“SURİYE MESELESİ VE PYD GERÇEĞİ”
Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), iki haftada bir olmak üzere Cumartesi günleri seminer etkinlikleri düzenlemeye başladı. SDAM'ın İstanbul Fatih'teki genel merkezinin seminer salonunda gerçekleştirilen etkinliklerin ilki, 27 Şubat 2016 tarihinde yapıldı. “Suriye Meselesi ve PYD Gerçeği” konulu seminerin sunumunu, SDAM'ın kurucu üyelerinden Doğruhaber Gazetesi yazarı Hasan SABAZ gerçekleştirdi.
PYD'nin Doğru Anlaşılması için BAAS'ı Bilmek Gerekir
Seminere Hasan Sabaz, PYD gerçeğinin doğru bir şekilde tahlil edilebilmesi için, ortaya çıktığı sosyo-kültürel ve siyasal zeminin ele alınması gerektiğine temas ederek başladı. Ardından Suriye BAAS Partisi ve kurucu kadrosu hakkında bilgiler verdi ve BAAS'ın sahip olduğu dünya görüşünü değerlendirdi.
BAAS Partisi ile PKK/PYD Arasında Ciddi Bağlantılar Var
BAAS rejimi ile Abdullah Öcalan ve Salih Müslim arasındaki bağlantılarına dikkat çeken Sabaz, Suriye'de olaylar başladıktan sonra PKK/PYD'nin tavrını şöyle değerlendirdi: “PYD, Suriye'deki olaylar patlak verdikten sonra rejimine yakın, muhalif unsurlara ise mesafeli bir tutum takındı. Ancak rejim saflarında açıktan muhaliflere karşı eylemlere girişmedi. Zira PYD, genel itibariyle ‘sabit ittifaklar yerine değişken stratejilere' dayanan pragmatist ve oportünist bir yaklaşıma sahiptir. PYD'nin Rojava bölgesindeki göreceli kazanımları da bu tutumunun bir neticesidir.”
Rojava Bölgesi'nde Faşizan Baskı Mekanizması Kuruldu
Sabaz, PYD'nin özellikle Suriye Kürdistanı'nda önemli bir karşılığı olan Mesud Barzani'ye yakın ENKS gibi gruplar ve Mişel Temo gibi muhalif isimlere karşı geliştirdiği şiddet uygulamalarına değinerek, Rojava bölgesinde faşizan bir baskı mekanizması kurulduğunu ifade etti. Ayrıca Sabaz, Barzani'nin arabulucuğuyla gerçekleşen Duhok ve Erbil Antlaşmalarının PYD tarafından istismar edilip ihlal edildiğine vurgu yaptı.
Küresel Güçler PYD'yi Kara Gücü Olarak Kullanıyor
Sabaz, PYD'nin, ABD ve Rusya başta olmak üzere dış güçlerle olan münasebetlerine işaret ederek, “Kürtlerin söz konusu örgüt eliyle emperyalist güçlerin ‘kara gücü' olarak kullanılmaya çalışıldığı görülmektedir. Egemen güçlerin öncelikli menfaatlerinin değişmesi durumunda PYD'ye yönelik tutumlarının nasıl olacağı ise belirsizdir. Bu bağlamda, Batılı güçlerin Kürtleri, etrafı düşmanlarla çevrili bir şekilde yüz üstü bırakma ihtimalini göz ardı etmemek gerekmektedir” dedi.
PYD, Kürtleri Aslî Kimliklerinden Uzaklaştıracak Seküler Ulus Tasavvuruna Sahip
Sabaz son olarak, PYD'nin, rejimin ve dış güçlerin desteği, silah ve propaganda unsurlarıyla diğer Kürt grupları sindirerek “kanton” olarak adlandırılan fiili bir durum oluşturduğunu, tüm “çoğulcu” retoriklerine rağmen tekçi bir yapı tesis ettiğini, Suriye Kürtlerinin bağımsızlık taleplerini bile engelleyerek rejime angaje olacak bir yol haritası benimsediğini, eğitim kurumlarında demode olmuş ideolojik bir yaklaşım dayattığını ve Kürtleri aslî kimlikleri olan İslâm'dan uzaklaştıracak seküler bir ulus tasavvuruna sahip olduğunu belirtti.