Çağdaş İslam Düşüncesinde Mekân: Turgut Cansever Mimarlığı Üzerine Bir İnceleme
Müslüm Botan
Batı merkezli bir değişimi/dönüşümü beraberinde getiren modernleşme, sonraki (yüz) yıllarda Türkiye'de de etkisini gösteren bir süreç olmuştur. Bu süreçle birlikte düşünce alanındaki birçok konu ve mesele, batı düşüncesi eksininde yeniden konuşulmak, tartışılmak ve tahkik edilmek üzere ele alınmıştır. Ülke, yalnızca düşünce dünyasındaki bu etkilenmeyle sınırlı kalmayıp bir dönüşümün göstergesi olan “batılılaşma”ya doğru atılan fiili adımlara da gebe olmuştur. İslam düşüncesinin/kültürünün/pratiğinin tezahürü olan Osmanlı şehir düzeninin, farklı veçheleriyle batı menşeli “modern kent” planlaması ilkelerine göre sorgulanması, sonrasında ise atılan “planlama” adımlarıyla -başta İstanbul'da olmak üzere- şehirlere fiili müdahalelerin başlatılması bu sürecin önemli göstergeleri arasında yer almıştır.
Bu dönüşüme karşı çıkanlar arasında görünür olan Turgut Cansever, “modern şehircilik” anlayışlarına ve çağdaş mimari akımlarına karşı, geleneksel İslam düşüncesini kaynak ve referans alarak gerek düşünsel gerekse inşai bir “muhalefet” sergilemiştir. Bu karşı çıkışla birlikte, şehir planlama esaslarının ve mimari yaklaşım ilkelerinin ne olması gerektiği hususunda düşünceler ortaya koymuştur. (Düzenli: 2016 s.13) Cansever, içinde bulunduğu düşünce dünyasıyla derinlemesine ilişki kurmuş ve bu dünya görüşünün mekânsal uzantısı olan İslam/Osmanlı şehirlerinin zenginliklerini her platformda dile getirme iradesi ortaya koymuştur. Buradan hareketle O, “mimarlık” ve “şehircilik” kavramları üzerinden ithal edilen fikirlerin ve planlama esaslarının, yaşam çevremize nitelik kazandırmayacağı, aksine kültürel birikimin ürünü olan şehirleri “tahrip etme” tehlikesini beraberinde getireceği kanaatini taşımıştır.
Hem düşünceleriyle hem de ortaya koyduğu eserlerle özellikle son zamanlarda kendinden sıklıkla bahsettiren Cansever'in, yaşamı boyunca taviz/ler vermeksizin böyle bir duruş sergilemeye kaynaklık eden dinamikler bu çalışmada öncelikli olarak irdelenecektir. Bu doğrultuda, onun düşünsel altyapısını oluşturan etkenler; çocukluk yıllarının geçtiği şehir ve mahalleler, lise döneminde bulunduğu çevre ve beslendiği kaynaklar, üniversite döneminde ise temas kurduğu kitapların yanı sıra bulunduğu ortam ve ders aldığı hocaların kendisine katkılarına dikkat çekilecektir. Sonraki yaşamında yaptığı sistematik çalışmalar neticesinde nasıl bir düşünce dünyası inşa ettiği ve bu düşünce dünyasından neşet eden şehir ve mimari tasavvuru hakkında yapılacak bir inceleme, bu çalışmanın esas amacını teşkil edecektir.