ÖZBEKİSTAN VE ÖZBEKİSTAN'DAKİ İSLÂMÎ HAREKETLER
Çalışma, Özbekistan ile ilgili genel bilgiler sunmakta ve Özbekistan'da bulunan İslâmî Hareketleri incelemektedir.
A) ÖZBEKİSTAN’IN COĞRAFİ, SOSYO-EKONOMİK, KÜLTÜREL VE SİYASİ YAPISI
Özbekistan; batıda ve kuzeyde Kazakistan, doğuda Kırgızistan ve Tacikistan, güneyde Türkmenistan ve Afganistan ile komşu olan bir Orta Asya ülkesidir.
Topraklarının %11’i ekili olan ülkede, ekilebilir alanların yaklaşık %95’i ise sulanabilmektedir. Orta Asya’daki toplam tarım alanlarının neredeyse yarısına sahip olan Özbekistan ekonomisinde tarım önemli bir yer tutmaktadır. Ülke nüfusunun %40’ı tarımdan geçimini temin etmektedir. Zirai alanda en fazla pamuk üretimi yapılan Özbekistan, dünyada pamuk üretiminde beşinci ihracatında ise ikinci sıradadır. Ülkenin ihracat gelirlerinin büyük bir bölümü ‘beyaz altın’ olarak sıfatlandırılan pamuktan elde edilmektedir. Öyle ki 2020 yılında 3,82 milyon ton pamuk hasadı yapılmıştır.
Doğal kaynaklar bakımından zengin olan Özbekistan’da yer altı kaynaklarının başında; altın, doğal gaz, volfram, bakır, gümüş, kurşun, çinko, uranyum gelmektedir. Hidrokarbon (petrol ve türevleri) ile doğalgaz ihracatı, ihraç gelirinin %40’ından fazlasını oluşturmaktadır. 2019 yılı verisine göre doğalgaz rezervi bakımından dünya ülkeleri sıralamasında 22. sırada yer almaktadır. 1992’de ülke, petrol ve doğal gaz sektörlerini yönetmek için devlet şirketi olan Özbekneftgaz’ı kurdu. Yıllık ortalama 60 milyar metreküple dünyanın önemli doğalgaz üreticileri arasında yer alan Özbekistan’ın, yaklaşık 1,1 trilyon metreküp rezervi bulunuyor. Bunun yanında Rus Lukoil ve Gazprom ile Çin’in China National Petroleum Corporation (CNPC) şirketi, Özbekistan’ın petrol ve doğal gaz endüstrilerinde en çok yatırım yapan şirketler arasında yer almaktadır. Türkmenistan gaz ve petrolü de Özbekistan üzerinden Çin’e taşınmaktadır. Buhara, Hive ve Fergana bölgeleri gaz ve petrolün yoğun olduğu yerler arasındadır. Ülkedeki ekonomik faaliyetler devletin kontrolü altında bulunmaktadır. Özbekistan'ın yaklaşık 170 ülke ile ticari ilişkisi bulunmaktadır. Dış ticaret hacminde en yüksek paya sahip ülkeler; %17,7 ile Çin Halk Cumhuriyeti, %15,5 ile Rusya Federasyonu, %8,3 ile Kazakistan, %5,9 ile Güney Kore, %5,8 ile Türkiye, %2,5 ile Kırgızistan ve %2,3 ile Almanya’dır. Özbekistan’da halkın %83’ünü Özbekler oluştururken geriye kalanını %6 Rus, %5 Tacik, %5 Kazak vd. oluşturmaktadır. Resmi dili Özbekçe, başkenti Taşkent, yüzölçümü 447.400 km² ve 33 milyon nüfusu olan Özbekistan’ın; Fergana, Andican, Semerkand, Buhara, Hive, Hokand, Nevai, Tirmiz, Ürgenç ve Harezm gibi önemli tarihi şehirleri bulunmaktadır. Halkın yüzde %51’inden fazlası şehirlerde yaşamaktadır.
Ülkede 1993’te kabul edilen yasa ile Latin harflere geçilmiştir. Bu durum, bir dönem Kiril alfabeli kültürel birikimden özellikle gençlerin istifadesini kısmen zorlaştırsa da burada asıl önemli olan hedefin, Rus kültürünün etkisinden olabildikçe uzaklaşma amacı güden milliyetçi bir girişim olduğunu belirtmek gerekir. Zira bu durumun gerçekliği Putin tarafından “Orta Asya ülkelerinde Rus dilinin önemli halde olması, bölgede kültürel faaliyetlerimizi gerçekleştirmemizin önemli kaynağı” şeklinde dile getirilmiştir. Bu hakikate binaen Rus kültürel hegemonyasından azade olabilmenin bir ayağını da alfabenin değişmesi ve Rus dilinin etkisinden olabildiğince uzaklaşmak oluşturuyor. Özbekistan’da sonraki yıllarda bu yönde devlet tarafından adımlar atılmıştır. Ancak ülkede, Rusya’nın ‘kültür diplomasisi’ne geniş imkanlar tanındıkça beklenen neticeyi almak kolay olmayacaktır. Zira sadece Özbekistan’da Rusya’ya ait 37 üniversite, 130 Ortaokul, 12 lise, 243 anaokulu bulunmaktadır. Ayrıca 15000 dil öğretim merkezleri faal durumdadır.
Özbekistan dışa açılma politikası çerçevesinde ABD, Avrupa ülkeleri, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerle ilişkiler kurarak gelişmiş ülkelerin yatırımlarını ülkeye çekmeye çalışmış; böylece hem ekonomik kalkınmaya bir ivme kazandırmayı hem de siyasi politikasında bir çeşitlilik yaratmayı amaçlamıştır. Diğer taraftan bölgesel iş birliğini geliştirmek için Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan devletleri arasında ekonomik ve siyasi iş birliğini geliştirmek amacıyla kurulan Şanghay Beşlisi’ne 15 Haziran 2001’de katılmış; bu katılımla örgüt adını ‘Şanghay İşbirliği Teşkilatı’ olarak değiştirmiştir. Özbekistan; İslâm İşbirliği Teşkilatı (İİT), İslâm Kalkınma Bankası, Birleşmiş Milletler (BM), IMF, Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), AGİT, KEİT, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO), Avrasya Ekonomik Topluluğu gibi uluslararası kuruluşlara üyedir. Özbekistan’ın askeri gücü hakkında Global Firepower adlı uluslararası askeri güç derecelendirme kuruluşunun verilerine göre, Orta Asya’daki en güçlü ordunun Özbekistan’a ait olduğu belirtilmektedir. Özbekistan, 133 ülkenin yer aldığı listede 48. sırada yer almıştır. Özbekistan’ın askerliğe elverişli insan gücü 13.312.000, yıllık olarak askerlik çağına ulaşanların sayısı 602.000, aktif asker sayısı 65.000, yedek asker sayısı ise 20.000 kişidir.
Yönetim şekli Cumhuriyet olan Özbekistan’ın bulunduğu bölgede geçtiğimiz yüzyıllarda Müslüman Araplar, Selçuklu Türkleri, Moğollar ve Özbekler hüküm sürmüşken bölge 18.yüzyılın ortalarından itibaren Çarlık Rusya’sının, 20. yüzyılın başlarında da Sovyetler Birliği’nin hükümranlık alanı içine girmiştir. 01 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan eden Özbekistan’da tek partili sistemle yapılan ilk seçimde oyların %86’sını alan İslâm Kerimov, Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Özbekistan, uzun yıllar 1938 Semerkand doğumlu, anne-babasını küçük yaşlarda kaybettiğinden yetimhanede büyüyen ve Putin gibi SSCB’nin devşirmesi olarak değerlendirilen Özbek Komünist partisi mensubu İslâm Kerimov’un liderliğinde uzun yıllar tek adama dayalı bir rejimle yönetilmiştir. Böylece 1991–2016 yılına kadar yönetimde tek söz sahibi Kerimov olmuştur. Ülkede çok partili seçime ilk olarak Ocak 2000’de geçilmiş, 2016 yılında Kerimov’un ölümü sonrası yapılan seçimi ise 2003 yılından beri Başbakanlık görevini yürüten Şevket/ Şavkat Mirziyoyev kazanarak Cumhurbaşkanı olmuştur. Özbekistan’da 8 Aralık 1992 tarihinde kabul edilen anayasada güçler ayrımı kabul edilmişse de tüm yetki Cumhurbaş- kanındadır. Yasama organı Meclis-i Âli’dir. Bir Başbakan bulunmasına rağmen Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunun da başkanlığını yapmaktadır. Cumhurbaşkanı tarafından Parlamento dışından atanan Bakanlar Kurulu, 250 üyeli Özbekistan Meclis-i Âli’sinin onayından sonra göreve başlarken 2004 yılında yapılan bir düzenleme ile Özbekistan’da yasama organı olarak Yüksek Meclis; 150 üyeli Yasama Meclisi ve 100 üyeli Senato olarak yeniden şekillendirilmiştir. İktidar, Kerimov’un kurduğu Demokratik Halk Partisi’nde toplanan eski komünist kadroların elindedir. Rejim, başta üniversiteler ve öğrenciler olmak üzere toplumun her kesimini baskı altında tutmaktadır. Kerimov’un katı laik duruşu toplumsal hayatta pek çok sorunun yaşanmasına da neden olmuştur. Örneğin, toplum içerisinde sakallı veya başörtülü bir şekilde dolaşmak hapse atılmak için yeterli bir gerekçe kabul edilmiştir. Yıllarca SSCB’nin zulümleri altında ezilen Müslümanlar, bu kez de Kerimov’un zulümlerine maruz kalmıştır.